Ülkemizde hayvan hakları denilince akla gelen ilk isimlerden biri Av. Deniz Tavşancıl Kalafatoğlu. İstanbul Barosu Hayvan Hakları Merkezi Başkanı olan Kalafatoğlu, hayvan hakları ve kanun hazırlıklarıyla ilgili tüm merak edilenleri Patimag okuyucuları için cevapladı.
Kanunların, çok kuvvetli caydırıcılık özelliği yok. Çünkü; 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu, Kabahat Kanunu kapsamında. Bizim ülkemizde, şu anda hayvana bir şiddet uygulandığında, bunun doğrudan Türk Ceza Kanunu kapsamında cezalandırılmasını sağlayacak bir madde yok.
“Hayvanların, bağımsız bölümlerde beslenmesini yasaklayan” keyfi maddelerin, yasal düzenleme ile hükümsüz kılınması gerekir. Keza aynı şekilde kamu lojmanları için de bu uygulanmalı denmişti. Fakat maalesef yasa teklifinde, şu aşamada, bu hususa ilişkin bir düzenleme yok. Ama milletvekilleriyle görüşmelerimiz devam ediyor.

Hayvana şiddet; toplumsal şiddetin ilk basamağı ve şiddet de bir toplumsal sarmal olarak karşımıza çıkıyor. Hayvana uygulanan şiddet, esasında canlılar zincirinde şiddetin en rahat yöneltileceği en zayıf canlıdır. Bir yaşam zinciri düşündüğünüzde; hayvanlar bunun en zayıf halkasını oluşturur.

Çevre Doğa Hayvanları Koruma Şube Müdürlüğü kuruldu. Bununla alakalı olarak; “Haydi” denen android telefonlardan indirilen “Hayvan Durum İzleme” aplikasyonu var. “Haydi” üzerinden doğrudan şikayetçi olmak mümkün.

5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nda da şu aşamada sahipli hayvanların terk edilmeleri yasak. Düşük bir idari para cezası var. Bunun yanı sıra bu hayvanlar sadece karneli. O yüzden bir sokakta hayvan bulduğunuzda, hayvanın sahibinin kimin olduğunu bilmediğiniz için o düşük para cezasının dahi kesilmesi mümkün olmuyor. Yeni yasayla beraber hem sokaktaki hayvanların hem de evdeki hayvanların, kimliklenip, çiplenip veri tabanına işlenmesi söz konusu. Böylelikle hangi hayvan nerede, hayvan kimin, belli olacak. Biri sokağa hayvanını terk ettiğinde de, para cezası kesilecek.

Yazının Tamamını Görmek İçin Abone Olun.