Kedi ve köpeklerde antibakteriyel tedavinin amacı; enfeksiyon etkenlerinin konakçıya zarar vermeyecek şekilde uzaklaştırılmasıdır. Enfeksiyonların kontrolü ve önlenmesinde konakçının doğal savunma mekanizmaları birincil derecede önem arz eder. Bu mekanizmalar, solunum sistemindeki mukosiliyer faaliyetler; ürinasyonun uzaklaştırıcı etkileri; mide bağırsak sistemindeki normal florasıdır. Bütün bu mekanizmalar enfeksiyondan ya da tedavi uygulamalarından etkilenebilecek niteliktedir.
Birçok enfeksiyonun tedavisinde ve ev ortamında ilaç uygulanması gerektiği durumlarda ağız yoluyla ilaç kullanılması tavsiye edilir. Hasta sahipleri bu uygulamada ilacı besin içerisinde kolayca verebilir; ancak bu noktada ilaç ile besin maddesi arasındaki etkileşim de önemlidir. Eğer herhangi bir şüphe varsa ilaç verilmesi hayvan aç iken (ilaç uygulamadan 1-2 saat önce ve sonra besin verilmez) gerçekleştirilir.
Penisiline karşı hassasiyeti olan hayvanlarda alerjik reaksiyonlar; deri lezyonları, ürtiker, akciğer ve larenks ödemi, solunum güçlüğü, bulantı, kusma, vazomotor merkezi felci, komaya varan alerjik yan etkiler, hatta anaflaktik şok ile ölüm oluşabilir.
Böbreklere zararlı etkileri olan tetrasiklinler, sulfonamidler gibi ilaçlar ile nöromuskuler blokaj yapıcı diğer ilaçlarla, anesteziklerle ve nonsteroidal antienflamatuvarlarla birlikte kullanılmamalıdır.
Prof. Dr. Ender Yarsan / Ankara Üniversitesi, Veteriner Fakültesi Dekanı
Yazının Tamamını Görmek İçin Abone Olun.